Sayın Billur Aktürk’ün sunduğu Gündem Dışı programına katılarak Yapay Zeka Ekonomisi ve Türkiye’nin önündeki fırsatlar konusunda görüşlerimi paylaştım.
Program hakkında olumlu görüş bildiren izleyicilere nazik sözleri için teşekkür ederim.
24/08/2020
by Selahattin Esim
0 comments
Sayın Billur Aktürk’ün sunduğu Gündem Dışı programına katılarak Yapay Zeka Ekonomisi ve Türkiye’nin önündeki fırsatlar konusunda görüşlerimi paylaştım.
Program hakkında olumlu görüş bildiren izleyicilere nazik sözleri için teşekkür ederim.
20/11/2019
by Selahattin Esim
0 comments
Son dönemde çok sık karşılaştığım bir durum olunca matematiksel olarak fiyatı artarken bir ürünün gramajı neden düşer diye internette bir sorgulama yaptığımda bir çok duyarlı vatandaşın aslında bu durumun farkında olduğunu ve özellikle çikolata, gofrette oynanan bu oyundan rahatsız olduklarını belirten yorumlar yaptıklarına şahit oldum.
Bu aslında çok basit gibi görünen olayın arkasında bir ülkenin reel sektörünün üretimdeki maliyetleri yönetememesinin yanında etik değerlerindeki sapmanın da ip uçlarına ulaşıyorsunuz. Bir kere bunu yapan firmalar yıllarca kendini kanıtlamış, kaliteli ürünler yaptıklarına inandığımız firmalarımız. Hadi iyi niyetle diyelim ki fiyatı arttırmamak için gramajı düşürüyorlar, bunu anlarız. Ama hem fiyatı iyi bir oranda arttırıp hemde gramajdan çalmak etik değil. Bunu daha kibarca nasıl izah edebilirim bilmiyorum. Ayrıca en büyük sorun bunu takip eden bir sistemin veya tüketicinin göz göre göre aldatılmasının önüne geçecek bir sistematiğin olmaması gibi gözüküyor. Eğer bizim bilmediğimiz duymadığımız bir sistem varsa ve çalışıyorsa o zaman bu olduğu iddia edilen kurum veya sistem Allah rızası için gramajı düştükçe fiyatı artan bu ürünleri neden incelemez veya gerekeni yapmaz bilemiyoruz.
12/11/2019
by Selahattin Esim
1 Comment
Türk Don Kişotlar benzetmesi ile geçenlerde bir gazeteci arkadaşımızın İnovasyon ile ilgili kitabında karşılaştım ve bu mizahi yaklaşım çok ilgimi çekti.
Genç kardeşimiz kitabında sektörden tanıdığı erdemli,idealist, yüreğinde bu ülke için güzel şeyler düşünen duayenleri Türk Donkişotlar olarak tanımlamış ve burada babasını da aynı sınıfa koyduğunu göstererek bir yandan ince bir mizah yaparken diğer bir yandan saygı duyduğunu da herhalde vurgulamak istemiş.
Öyle zannediyorum ki bizim lügatımıza nasıl olmuşsa “Don Kişotluk yapmak” dalga geçilecek, acınacak, küçümsenecek bir hali tanımlamak üzere yerleşmiş.Baktığımızda Türk Dil Kurumu tarafından “Hiç gereği yokken kahramanlık yapmaya kalkışmak.” olarak tanımlanmış.
30/04/2019
by Selahattin Esim
0 comments
25 Nisan tarihinde Mimar ve Mühendisler Grubu(MMG) tarafından düzenlenen Milli Yazılım Çalıştay’ına katılıp panelde görüşlerimi sektörden gelen katılımcılarla paylaştım.
Milli Yazılım aslında bir medeniyetin ayağa kalkma projesidir. Yıllar önce yapamadığını şimdi yapan bir Türkiye ve arkadan gelen genç bir nüfusun potansiyeli var. Önderlik edilen bir alanda Milli Yazılım üretebilmek için Türkiye’nin öncelikle piyasada geçerli olan bilgi ekonomisine ve karşılıklı güven ortamına ihtiyacı olduğunu belirtmekte fayda var.
Geçmişte kurmuş olduğumuz Medeniyetin en önemli kurumlarından olan Enderun mektebinin kapısında yazdığı söylenen şu cümle Osmanlıyı yöneten elit grubun ve yeteneklerinin nasıl keşfedildiğini ifşa eder nitelikte muhteşem bir mesajdır:
“Burada Balık Uçmaya ve Kuş Yüzmeye Zorlanmaz “
Bu kurumun yetiştirmiş olduğu büyük yeteneklerden birisi Mimar Sinan’dır. Dülger(Marangoz) olarak girdiği Yeniçeri Ocağında yeteneği keşfedilerek Doğu’nun en büyük mimarı yetiştirilmiştir.
Milli Yazılım hedeflerini yakalayabilmemiz için bizimde gençlerimizin yeteneklerini erken safhada keşfedip onlara matematik ve fen bilimlerini sevdirmekle işe başlamalıyız. Çocuklarımıza önce iyi insan olmayı ve sonra sevdikleri aşkla bağlanacakları bir işi yapmalarını tavsiye etmeliyiz. Ülkesini seven, ahlaki değerleri olan bu yeteneklerden birisi mutlaka dünya çapında bir proje üretip ülkenin domine ettiği yani önderlik ettiği bir Milli Yazılım üretecektir. Aslında her şey doğada olduğu gibi bir tohum ekmekle başlıyor, sonuçların alınması ise daha uzun sürebiliyor.
Continue Reading →
23/04/2019
by Selahattin Esim
0 comments
Azerbaycan’da müşterimiz olan ve yıllardır birlikte çalıştığımız Merkezi Neftçiler Hastanesinin mutfağında yediğim ve tadına doyamadığım muhteşem bir Türk yemeğini sizlerle paylaşmak isterim.
Türkiye’de pek bilinmeyen bu lezzetli ev yemeğini her restoranda bulmanız mümkün değil ,ancak Azeri Türk Kardeşlerimizin gittiği lokal restoranlarda dahi bu lezzette Bozbaş Köfte yemek nasip olmadığını belirtmek isterim. Anlatıldığı kadar bu lezzet Bakü mutfağına has bir geleneksel ev yemeğiymiş.
Aslında ev yemekleri geleneğini yaşatmak çok önemli bir konu ama ne yazık ki dışarıda yemek yeme alışkanlığının giderek arttığı bir ortamda genç kızlarımızda bu tür lezzetleri annelerinden öğrenerek yaşatmazsa bu kültür giderek kaybolacaktır. Azerbaycan’da 10 yaşından itibaren genç kızlarımızın annelerine mutfakta yardım ederek geleneklerini devam ettirmesi çok saygı duyulacak bir alışkanlık.
Önce Merkezi Neftçiler Hastanesinin lezzetli yemekler yapan personeline teşekkür ederek burada Diyetisyen Arzu Hanım,Anbar Sorumlusu Güler Hanım, Aşçı Sevinç Hanım, Aşçı Sevda Hanım ve diğer mutfak personeline teşekkürlerimi sunmak isterim.
Bir hastaneden beklenmeyecek şekilde lezzetli yemekler hazırlayan mutfak ekibi
Continue Reading →
10/12/2018
by Selahattin Esim
3 Comments
Japonya’da çalıştığım yıllarda bir çok Japon iş hayatı felsefesi ile ilgili şeyler öğrenme fırsatım oldu. Çok zor şartlar altında çalışırken karşılaşılan zorlukları takım olarak aşmak ve olumlu sinerji ile uyumlu olmayı maharet denecek şekilde becermeleri takdire şayandı. Tokyo banliyölerinden sabah yollarda saatlerini geçirerek işe geldiklerinde ne kadar dingin olduklarını görmek hayret verici bir deneyimdi. Her ne kadar yeni nesil Japonlar değişime uğradılarsa da ortalama değerler canlı kalabilmiştir diye düşünüyorum.
Türkler ve Japonlar arasında ilginç bir karşılıklı sevgi ve saygı bağlantısının olduğuna inanıyorum. Ertuğrul 1890 filminde bu manevi bağlantının izlerini görmeniz mümkündür. Orada yaşamış birisi olarak bu sevginin kökeninde değişik nedenler olduğunu tespit ettiğimi detaylarıyla burada paylaşmayacağım fakat size ufak bir anekdot aktaracağım. Biliyorsunuz Türkiye ve Japonya Olimpiyatlar için finale kalmış iki ülkeydi. O zaman Başbakan olarak sonuçların açıklandığı gün orada bulunan Sayın Cumhurbaşkanımızın sonuçlar Japonya lehine açıklandığı anda yerinden kalkıp Japonya Başbakanı Shinzo Abe’ye Japon kültüründe olmayan bir şekilde içtenlikle sarılması ve tebrik etmesinin Japon televizyonlarında günlerce yayınlandığını ve ülkede inanılmaz bir Türkiye sevgisi oluşturduğunu biliyormuydunuz? Birilerinin yazdığı gibi efendim Japonlar herkese saygılıymış biz bunu abartıyormuşuz meselesi değil. Bazen tarihte bir ülkeye yaptığınız ufak jestler ve nezaket dolu insani yardımların yüzyıllarca unutulmadığını ve bir muhabbet oluşturduğunun her kes tarafından anlaşılmasını beklemiyorum. Kore savaşında aslanlar gibi savaşan Türklerin ödül için moral kazanmak üzere Tokyo’ya gönderildiğini ve o asil insanlara duyulan hayranlığın bir nişanı olarak öğrenilen “Üsküdara Giderken” şarkısını savaştan tam 40 yıl sonra mükemmel bir şekilde okuyan bir Japon’dan Türkçe olarak dinlediğimde gözyaşlarımı tutamadığımı hiç unutamam. İnternette dolaşırken aşağıdaki gibi Japonya’da bu şarkının nasıl popüler olduğunu ve nasıl içten okunduğunu bizzat görebilirsiniz.
05/11/2018
by Selahattin Esim
1 Comment
Bilgi Ekonomisini büyük ölçüde kaçıran ülkeler için çok daha büyük bir rekabet alanı oluşturacak olan Yapay Zeka ekonomisi yıkıcı bir şekilde geliyor.
Yakın geçmişe bir göz atarsak gelişmiş ülkelerin büyüme oranlarının 1980’li yıllardan itibaren bir azalma gösterdiğini aşağıdaki grafikte açıkça görebiliyoruz.
17/05/2018
by Selahattin Esim
0 comments
Türk Yazılım sektörü son 10 yılda epey bir mesafe kaydetti ve şu anda yerel piyasanın tahmini %60 ile 70’i oranında bir paya hakim durumda. Sektör yine tahmini olarak yaklaşık 3 milyar dolar düzeyinde bir yazılım ihracatı gerçekleştiriyor ve geleceği en parlak sektörlerden birisi olarak göze çarpıyor.
Son olarak Ocak ayında ziyaret ettiğim Las Vegas CES fuarında katıldığım birçok konferansta gelişmiş ülkelerin yazılım sektörüne verdikleri önemi ve yapılan yatırımları yakından müşahede etme fırsatımız oldu. Yapay Zeka ve kripto para sistemleri hakkındaki gözlemlerimi yakında sizlerle paylaşacağım.
05/03/2018
by Selahattin Esim
0 comments
BT Haber dergisinden Sayın Handan Aybars ile yaptığımız röportajda dilimizin döndüğü kadar yazılımın ülkemizin geleceğinde nasıl bir rol oynayacağını anlatmaya çalıştık, kendisine ilgisi ve güzel yazısı için çok teşekkür ederim.
19/12/2017
by Selahattin Esim
0 comments
TEB TV ile geçenlerde Yazılım İhracatı konusunda bir röportaj yaptık. Özellikle ABD Yazılım ihracatı Heyetimizdeki tecrübelerimizi paylaştığımız önemli başlıklara değindiğimiz bu söyleşiyi sizlerle paylaşmak istedim.
http://www.tebkobitv.com/video/yazilim-ihracatinda-sirada-ne-var
19/12/2017
by Selahattin Esim
0 comments
Kasım ayının başında TİM tarafından düzenlenen İhracat Haftasında değerli gazeteci Hakan Çelik’in yönettiği Hizmet İhracat Panelinde konuşmacı olarak bulundum.
Türkiye’nin hizmet ihracat potansiyeli gelişmiş ülkelerle eşdeğer konuma erişmiş bulunuyor. Neredeyse Gayri Safi Milli Hasılamızın %70 i hizmet sektörü tarafından üretiliyor. Gelişmiş ülkelerin oranlarına yaklaşan bu veri ülkemizin hizmet sektörünün potansiyelinin artık kabına sığmadığının bir işareti. Ortaya koyulan 2023 yılına yönelik 125 milyar dolar hedefi aslında biraz büyük gibi gelse de Türkiye’ye yakışan kendisine büyük hedefler koyması ve bunu gerçekleştirmek için varını yoğunu ortaya koymaktır.
03/10/2017
by Selahattin Esim
0 comments
15-21 Mayıs tarihleri arasında ABD ye yapmış olduğumuz Yazılım İhracat Ön Heyet ziyareti kapsamında Chicago, Seattle, Las Vegas ve Los Angeles’tan oluşan yoğun bir seyahat programımız olmuştu. Yoğunluktan bu ziyaretlerde Türk Yazılımının ihracatı için yaptığımız temaslarda hangi sonuçları çıkarttığımızı sizlerle paylaşamadım.
Bu seyahat sonrasında vardığımız en önemli sonuç Türk Yazılımının dünyada bir marka olabilmesi için tekstildeki gibi fason iş yapmak yerine ABD gibi büyük bir pazarda işbirlikleri oluşturarak bu eko sisteme hangi çözümleri sunabileceğini ve hangi noktalarda iddialı olduğunu göstermesi gerektiği oldu.
Yaptığımız ön heyet ziyaretinden sonra bize en uygun gelen bölgelere Yazılım İhracat Heyeti düzenlemeye karar verdik. 17 -24 Eylül tarihlerinde TETSOFT Yazılım İhracat Heyeti olarak altı aylık bir hazırlık döneminden sonra Los Angeles ve Las Vegas/Nevada bölgelerini ziyaret ederek temaslarda bulunduk.
13 saat süren uçak yolculuğumuzdan sonra selametle Los Angeles şehrine vardık ve hemen ertesi sabah 18 Eylül sabahı Sheraton Grand Otel’de B2B toplantılarımızın açılış konuşmalarını yaparak görüşmeleri başlattık. B2B olduğu gün büyük bir TIR’ın ana otoyolda devrilmesi sonucu yaşanan trafik yoğunluğundan dolayı katılım olumsuz etkilense de bu bölgeye neden gereken dikkati ve önemi vermemiz gerektiğini bilahare açıklayacağım.