Selahattin Esim

Selahattin Esim

31/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Türk Telekom’un özelleştirilmesi ve ADSL hatlarındaki pahalı fakat kötü hizmet

Telekom özelleştirildikten sonra hizmetlerin çok daha çağdaş ve hızlı bir konuma ulaşacağını sanmakla büyük hata etmişiz. Burada yapılan en büyük stratejik yanlışlık ne yazıkki Telekom piyasasında özel sektörü güçlendirmeden tüketicinin rekabet avantajlarından faydalanmasının önü açılmadan kartel pozisyonunun devredilmesi olduğudur. Her ne kadar bu devir 21 yıllık olsada şu anda bu durum söz konusudur.

İngilterenin efsanevi Başbakanı Demir Lady lakaplı Margaret Thatcher British Telecom’u özelleştirmeden önce özel sektörden şirketlerin telekom piyasasına girmesini ve BT ile rekabet edecek güce ulaşmasını sağlamıştı. Halkının daha iyi hizmet alması için BT’nin kartel pozisyonunun kırılmasını sağladıktan sonra özelleştirmeye gitmiş ve bugün o stratejinin ürünü olan dünya çapında telekom şirketleri O2 ve Vodafone böyle kurulmuştu. Uzun dönemli strateji planlaması ile hem halkına telekom hizmetlerinin ucuz gitmesini sağlamış ve hemde dünya çapında şirketlerin kurulmasını sağlamıştı.
Continue Reading →

19/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Yoksulluk ve insanlık üzerine birkaç söz…

Dünyada son çıkan krizle birlikte vahşi kapitalizmin çöküşü ve tüm dünyada yoksulluğun önlenemez yükselişi bize ileriye yönelik olumsuz işaretler veriyor. Arap ülkelerindeki diktatörlerin çöküşlerini kötü yönetimlerine, o ülkelerdeki yoksulluğa ve yolsuzluklara değilde dış güçlere bağlayan uzmanları televizyonda seyrettikçe insan şaşırmaktan kendini alıkoyamıyor ve gerçek ilim sahiplerinin neden ekranlardan uzak durduğunu anlıyor. Ülkelerini iyi yönetselerdi, demokrat olsalardı ve milyar dolarlar olduğu söylenen servetlerini yoksullarla paylaşsalardı hangi dış güç orada etken olabilirdi acaba? Şimdi o milyar dolarları kasalarında tuttukları ülkeler o paralara el koyunca kime ne faydası olacak, kendi insanlarından kaçırdıkları servetleri yanlış ellere geçmiş olmayacakmı, neyi kimden kaçırdıklarını acaba anlamış olup nedamet hissi duyacaklarmı? Medeniyetin son seviyesi insanın benliğinde olan bencillik ejderhasıdır ve bu devreye girdiğinde insan insanlıktan çıkıp çok değişik bir kişiliğe acımasız, sadece kendini düşünen bir ruh haline bürünür.

Geçenlerde bir belgeselde Titanic faciası en ufak detaylarına kadar incelenirken çok enteresan bir durum ortaya çıkıyordu. Kaptan erken davranarak cankurtaran filikalarını 1. Sınıfta yolculuk yapan yolcularla yarı dolu halde denize indirmiş ve 3. Sınıfta aşağı kompartımanlarda seyahat eden tahmini 1500 kişi olduğu söylenen yolcular güverteye çıkana kadar binecekleri filika kalmamıştı. Titanic denize gömüldüğünde etrafa saçılan yolcuları yarı dolu olan filikalardaki yolcular kurtarma teşebbüsünde dahi bulunmamışlardı. Titanic gerçekten insanlık yönündende bir facianın yaşandığı unutulması zor bir dramdı, belgeselde teknik sorunların sebeplerine değinilirken işin insani boyutunada gönderme yapılıyordu.
Continue Reading →

14/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Mardin yeni keşfedilen kültür hazinesi…


Mardin her ziyaret edeni mimarisi,kültürü,mutfağı,insanları ile büyüleyen ve kendine aşık eden güzelliklerin diyarı. İnternette gezdiğinizde geç keşfedilmiş bu şehre akın akın giden insanların gezdikleri ve gördüklerinden sonra bu şehre methiyeler düzdüğünü rahatlıkla görebilirsiniz.

Bu güzel şehrin hangi kültürlere ev sahipliği yaptığını merak ediyorsunuz değilmi?. Sümer’lerden Osmanlı dönemine kadar birçok kültürü ve farklı dinleri içinde barındırmış olmasının gizemi ile taş sokaklarını gezdiğinizde zamanı unutup eski çağlara ışınlanırsınız sanki.
Continue Reading →

11/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Yaz geldi ve Karayolları işkencesi başladı..

Yaz gelir gelmez tüm karayolları ekipleri yol bakım çalışmalarına başladı ve bitmek tükenmek bilmeyen trafik kuyrukları da ne yazıkki devreye girmiş oldu.

Karayollarının hummalı bir çalışma içinde olması sevindirici, yıllarca kürekle asfalt bakımı yapan ekiplerin şimdi duble yollara daha kaliteli asfalt dökme çalışmaları takdir edilecek bir durum. Bununla birlikte özellikle hafta sonlarında hiçbir önlem alınmaması ve yıllardır süregelen çalışma tekniklerinde hiçbir yenilik yapılmaması vatandaşın saatlerce yolda kalmasına sebep veriyor.

Continue Reading →

06/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Güzel ama kullanışsız hava limanları nasıl yapılır?

İstanbul Atatürk Havalimanından sürekli uçuş yapanların sıkıntı çektikleri bagaj taşıma arabası için 1 TL arama ve klima düzeninin bozukluğundan dolayı aşırı sıcaklığı gibi konuları TAV Havalimanı İşletmesine e-mail ile bildirip bir çözüm bulmalarını rica etmiştim. Bana verdikleri cevap aynen aşağıdaki gibi oldu:

Sayın Selahattin ESİM,
Tarafımıza iletmiş olduğunuz e-mailiniz İşletmemiz tarafından değerlendirilmiştir.
Öncelikle Atatürk Havalimanı İç ve Dış Hatlar Yolcu Terminallerinde kullanılmakta olan bagaj arabalarının işleyişinden bahsetmek isteriz. Bagaj arabaları kullanımında herhangi bir kazanç temini ya da gider kaygısı gözetmeksizin sadece hizmet adına araç kullanımını regüle etmek amacıyla depozitolu sistem uygulanmaktadır. Bu sistemde, yolcu herhangi bir kişiye ihtiyaç duymadan 1 YTL , 1 EURO gibi ayrı büyüklükte her türlü metal parayı kullanarak ihtiyaç duyabileceği her noktadan araba alabilmektedir. Otopark ve terminallerde 61 ayrı noktada araba alma ve bırakma istasyonu yapılmıştır, Bunların yeri yolcularımıza zahmet ve eziyet vermemek üzere özenle seçilmiştir. Yolcuya kullanım kolaylığı için de bilgilendirme panoları hazırlanmış, ayrıca bozuk para ihtiyaçları da düşünülmüştür.
Continue Reading →

05/07/2011
by Selahattin Esim
0 comments

e-devlet kayıtlarında 3. katta oto yıkama istasyonu

e-devlet’e göre 3. Katta oto yıkama istasyonu

Ülkemizde Bilim ve Teknoloji Bakanlığı kurulması gerektiğini uzun süredir savunanlardan birisi olarak Bilişim Müsteşarlığı ile Türkiye’deki bilişim sorunlarının çözülemeyeceğini her ortamda belirtmiştim.
Yeni açıklanan kabinede Bilim ve Teknoloji Bakanlığının olacağı Sayın Başbakan tarafından açıklandıktan sonra birçok yerde hemen bu Bakanlığın görevleri tanımlanmaya başladı.
Continue Reading →

15/06/2011
by Selahattin Esim
0 comments

İnsana İnsan Olduğu İçin Değer Veren Sistem Arayışı

Dünyada komünizmin çöküşünün üzerinden çok fazla vakit geçmeden, vahşi kapitalizm küresel bir krizin pimini çekerek dünya ekonomisine milyarlarca dolar tutarında bir zarar verdi ve bunun sonucunda tüm dünyanın kapitalizme olan güveni kayboldu. Seküler dünya düzeninin ahlaki değerlerinin yozlaşması, acaba bunda rol oynadı mı? Yoksa, kendilerine ödenecek primlerin peşine düşen profesyonel yöneticiler, bunu elde edecekleri her şeyi mubah kıldıkları bir sanal ekonomi yaratma peşine mi düşmüşlerdi? Gelecekte yapılabilecek hayali gelirler üzerine kurulmuş gayrimenkul piyasası şişirilmiş bir balon muydu? Bu ekonomik kazançlara inanan Körfez iş dünyasının hatırı sayılır sermaye sahiplerinin, bir gecede milyar dolarlık yatırımlarının buharlaştığını duymalarının ardından psikolojik çöküntü yaşamaları kaçınılmaz mıydı? Bu sistemin içinde kimler sürekli kazanıyor ve kimler sürekli kaybediyordu, yoksa tüm dünya birliktemi kaybediyordu?

Yaşanan bu ahlaki çöküntülerin sonrasında dünya artık “insana, insan olduğu için değer veren” bir sistemi ve onun getireceği huzuru, mutluluğu, adaleti, hoşgörüyü arıyor. Bu sistemi geçmişte en iyi uygulayan devletlerin içinde ön plana çıkanlar acaba hangileriydi diye kendi kendimize sorabiliriz. Sömürme amacı gütmeden, binlerce kilometre uzaktaki insanlara yardım eden, kendinden olmayana hoşgörü ile yaklaşan, adaleti gözeten bu devletlerin referans aldıkları değerler acaba nelerdi? Böyle bir düzen 21. yüzyıl ve sonrasında kurulabilir miydi? Batı dünyasında maddi olarak inanılmaz olanaklara sahip insanlar, neden her şeylerini satıp daha mutlu olabileceklerini umdukları az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere göç ediyorlardı?

MÜSİAD tarafından yayınlanan “Yükselen Değer Türkiye” raporundaki yazımın tamamını okumak için aşağıdaki linke tıklayınız..

Yükselen değer Türkiye Araştırma Raporu

14/06/2011
by Selahattin Esim
1 Comment

Yazılım ve Bilişim Vizyonu 2023

Ülkemizin sahip olduğu kaynaklara baktığımızda, Türkiye’nin ciddi ve ısrarlı politikalar izlemesi halinde 2023 yılına kadar yazılım alanında 50 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmamızın mümkün olduğunu düşünüyorum. Söz konusu hedefin nasıl gerçekleşebileceği hakkında konuyu biraz açıp bu iddialı hedefi neye dayandırdığımızı açıklamamız gerekiyor.

2023 yılında ulaşılması düşünülen 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayabilmemiz için bilişim hizmetleri ve yazılım sektörünün önünde her yıl Türkiye’nin büyüme oranından daha yüksek bir oranda büyüme potansiyeli mevcuttur. Girişimcilerin, diğer sektörlerden daha düşük yatırım sermayeleri ile kısa sürede katma değeri çok yüksek yazılım ürünleri üretmesi mümkündür.

Üniversitelerin, iş dünyasının, STK’ların ve bu konu ile ilgili bürokratların konuya sağlıklı ve somut çözümlerle yaklaşma iradesi sergilemesi halinde, Türkiye bu hedefleri gerçekleştirebilecek bir potansiyele sahiptir. Biz şunu iddia ediyoruz: Türk yazılım sektörünün önündeki engel küresel rekabet ve diğer ülkeler değil, bizatihi Türkiye’nin kendisidir. Bilişim hizmetlerinin bir türlü hak ettiği değeri göremediği ve sadece fiyat bazlı rekabetin iç piyasayı olumsuz etkilediğini düşünürsek tek çıkış yolu bilişim sektörüne yeni açılımlar getirmekten geçmektedir.
Continue Reading →

14/06/2011
by Selahattin Esim
1 Comment

Büyük Usta Mimar Sinan’ın şifreleri


Büyük usta Mimar Sinan , yaşadığı ömür ile ölçülemeyecek derecede 400 ü aşan eser ortaya koyarak o çağda bir imkansızı başarmıştır. Bu büyük ustanın bu işi nasıl başardığı beni hep cezbetmiştir. Zaman içinde zaman halk edenle ancak açıklanabilecek bu eserleri mütevazi usta imparatorluğun her köşesine bir dantel gibi işlemiştir. Yurtdışında yaşarken kendisi hakkında Almanlar tarafından çekilmiş bir belgesel izleyip bu muhteşem insanı neden Türkiye’de bize doğru tanıtamadılar diye çok üzülmüştüm.

Yapılan belgeselde Osmanlı Maliye kayıtlarında bulunan belgelerde Mimar Sinan’ın Süleymaniye Camisinin yanındaki evinin önünde yaptığı çeşme için 99 yaşında saraya çağrılıp soruşturma yapıldığını, kesilmiş imar cezasını ve bunun büyük usta tarafından ödendiğine dair belgenin aslını görmek beni şaşkına çevirmişti.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a muhteşem bir çalışma ile suyu getiren büyük mimar ödüllendirilmiş ve evine özel su bağlatmasına izin verilmişti. Fakat Kanuni öldükten sonra yaşlanan büyük usta itibarını takdir etmekten uzak yöneticiler döneminde hiç hak etmediği bir soruşturma geçirmiş ve kendisine kesilen cezayıda ödemiş ve suyunun kesilmesinede itiraz etmemişti.
Continue Reading →

14/06/2011
by Selahattin Esim
1 Comment

Fatih semtindeki Madalyon yazlık sineması

İstanbul’da doğup çocukluğumu geçirdiğim Fatih semtinin gönlümde ayrı bir yeri vardır.
Eski Fatihlilerin anılarını deşecek internette gezinirken bulduğum ve Akın Kurtoğlu tarafından kaleme alınmış bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyor ve kendisine bu güzel yazı için teşekkür ediyorum, o çekirdek çitip saat dokuzdan sonra aniden serinleyen İstanbul havasında hırka giyip film seyredenlerden biride bendim….

“Uzun yıllar evvel, Fatih’te (Yavuzselim-Malta arasında) “Madalyon” sineması vardı. Bu, açık (yazlık) bir sinemaydı. Bir tarafı Fevzipaşa Caddesi’ne, diğer tarafı da Malta Çarşısı’na sırt verirdi. Yazları Mayıs ayında sezonu açılır, sonbaharda okulların açılmasıyla kapanırdı. Yıl içinde ortalama dört-beş ay kadar hizmet verirdi. Kışın da açık otopark olarak kullanılırdı. Genellikle aileler tarafından çok revaçta olup, bilhassa 21:00’deki gösterim hıncahınç dolardı.
Continue Reading →

14/06/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Türk Mutfağı Nerede?

Türk mutfağı dünyanın dört bir yanından gelen insanları cezbetmeye, şaşırtmaya ve sahip olduğumuz mozaiğin bir zenginliği olup ekonomiye büyük bir katkı sağlamaya devam ediyor. Buradaki en önemli eksiğimiz nitelikli bir pazarlama stratejimizin olmayışı ve yurtdışına açılmakta girişimcilerimizin çok cesaretsiz davranmalarıdır. Ortadoğu ve Uzak Doğu’da Türk mutfağı zenginliği ile başka ülkelerin girişimcilerince çok güzel şekilde değerlendirilirken bizim girişimcilerimiz acaba neyi bekliyorlar? Beceri yönünden onlardan bir eksiğimiz mi var? Dünyaca ünlü Fransız aşçı Paul Bocuse Türkiye’de yaprak dolması yediğinde, “Biz Fransa’da yüzyıllardır üzüm bahçeleri içinde yaşamamıza rağmen böyle bir yemeği nasıl düşünüp yapamadık,” diye hayıflanmış. Maalesef, asma yaprağından dolma yapan kültürü yurtdışında layığı ile pazarlayacak bir Türk konseptine sahip değiliz.

Continue Reading →

14/06/2011
by Selahattin Esim
0 comments

Kümelenme ,Paylaşma ,Kalite ve Kebapçı Halil Usta

Sevgi ile Yemek Şifa demek…

Gaziantep’e yolunuz düşerse muhakkak Kebapçı Halil Usta’ya uğrayın. Lezzetli kebabının ötesinde bu muhteşem Usta’nın nasıl bir anlayışla o lezzeti kebaba verdiğini keşfedin. Halil Usta aslında kümelenme, paylaşma,kaliteli ürün üretmek,işini sevmek,adil olmak konusunda bir canlı örnek esnaf. Giderek yozlaşan kültürümüzde asırlık bir çınar gibi duruyor. Ahilik geleneğinin profilini bu çağda çiziyor.
Continue Reading →