“Turkey” bildiğiniz gibi İngilizce’de “Hindi” anlamına da geliyor. Burada İngilizce’de hindinin adının çoğunlukla uyulmayan kuralı olan küçük harfle yazılması gerekliliği algıyı ne yazık ki değiştirmiyor. Sayın Prof. Dr. İlber Ortaylı Hocamız Türkiye kelimesinin nereden türetildiği hakkında bir tarihçi açısından bakarak şöyle söylüyor:
” Aslında ülkemizin böyle adlandırılması, tuhaftır ki bizim dedelerimizin değil, bu ülkeyi başlangıçtan beri çok iyi tanıyan İtalyanların işidir. Bizim dedelerimiz buraya “iklim-i Rum” derdi. Onların siyasi hedef ve misyonları Roma İmparatorluğu’nu ele geçirmekti. Anadolu toprağındaki Roma’yı yani Garplıların sonradan Bizans dedikleri imparatorluğu ele geçirmeye başlamakla elhak bu yolda da ilerlediler.
Onların Rum-Roma dedikleri yere İtalyanlar “Turchia” veya “Turcmenia” derlerdi. Bütün orta zaman Alman seyyahları “Turkei, Tirkenland” veya Fransızlar “Turquie” derlerdi. 16’ncı asırda İngilizce seyahatname kaleme alan Nicola de Nicolay “Turkie” diyor. Bizim bugünkü söyleyişimize yakın.”
Ahilik teşkilatının asıl ismi olan Ahıyan-ı Rum aslında çok kişinin bilmediği şekilde Anadolu Ahileri demekti, yani Sayın Hocamın söylemini doğrulayan bir şekilde tanımlanıyordu ülkemiz.
Geçmişte 15. ve 16. Yüzyıllarda Avrupa’ya gelen hindilerin büyük bir kısmı Osmanlı toprakları üzerinden geçiyormuş, yani Türk Tüccarlar tarafından ticareti yapılıyormuş. Bu nedenle Avrupalılar hindiyi Türkler ile özdeşleştirmişler. İngilizler Doğu Amerika’da bulunan Massachusetts’e yerleşmeye başlayınca Amerika’da gördükleri hindilere “Turkey” yani Türkiye demeye devam etmişler.
Aslında bu hayvana bizim hindi dememizin sebebi de Hindistan’a özgü bir canlı olduğunu düşünmemizdir. Örneğin Fransızlar “Poulet d’Inde” yani Hindistan tavuğu, Hollandalılar “Kalkoen” yani “ Kerala tavuğu diyorlar. O dönemin önemli ticaret merkezi olan Kerala Hindistan’ın güney batısında yer alıyor. Halbuki hindi’nin anavatanının Kuzey Amerika olduğu daha doğru bir bilgidir.
Ülkelerin isimlerinin her zaman bir ırkla tanımlanmadığına örnek vermek gerekirse Amerika belki en çarpıcı olandır. Bu kıtanın Kristof Kolomb tarafından ilk keşfedildiğinde burasının Hindistan açıklarındaki adalar olduğunu zannetmesinden dolayı isim verememesi ilginçtir. Kolomb’un seyahatinden 5 yıl sonra yine İspanya adına keşif yapan İtalyan gemici Amerigo Vespucci’nin bu kıta’nın Hindistan olmadığını ve Hindistan’dan ayrı bir kıta olduğunu bulması ve kıtaya adının verilmesi gibi ülke adları bazen çok ilgisiz olaylardan dolayı ortaya çıkmış olabiliyor. Bazı ülkelerin sembolleri de o milletlerin seçiminden dolayı aslan,ayı veya kedi olabiliyor. Avrupa’da bazı ülkelerde soyadı “Ayı” anlamına gelen birçok vatandaş olması hayvanlarla aile adları arasındaki ilişkinin kendi seçenekleri olabildiğini gösteriyor. Ülkemizde kültür farklılığından dolayı soyadı “Ayı” olan bir kişi pek hoş karşılanmaz veya ben bugüne kadar rastlamadım, bir bileniniz varsa bilgilendirirse memnun olurum. Buradaki asıl sıkıntı kendi isteğimiz dışında ülkemizin adının hindi ile ilişkilendirilmesidir. Eğer bizler bunu sembol olarak seçseydik zaten sorun olmazdı.
İngilizce konuşulan ülkelerde marketlerde üzerinde Turkey yazan en az elli tane hindi etinden yapılmış et mamülü bulabilirsiniz. Ülkemizin tüm dünyada dağıtılan sloganlarını üreten İletişimcilerinin bu konuyu hassasiyetle irdelediklerini zannetmiyorum.
İtalyan’ca “Turchia”
Fransızca” Turquie”
Hollandaca “Turkije” olan ülkemizin adının Türkiye’nin tanıtımı için üretilen İngilizce sloganlarda “Türkiye” olarak değiştirilmesinin inanılmaz bir algı değişikliği oluşturacağına inanıyorum.
Lise yıllarımızda eski kuşak hocalarımızın ve siyasilerin konuşmalarında hep “Turkiya” dediğini hatırlıyorum. Biz onların dil hatası yaptığını zannederdik. Yurt dışına tahsil görmeye gittiğimizde neden bu kelimeyi özellikle Türkiye’yi anlatırken kullandıklarını yapılan hindili şakalardan dolayı anlamıştık. Özellikle tanınmış siyasiler İnce bir siyasetle İngilizce Turkey demek zorunda kalmadan konuşma maharetini gösteriyorlardı.
Japonya’da çalıştığım yıllarda masaj yapılan hamamların isminin “Turko” olduğunu bizimle bununla ilgili şakalar yapıldığında öğrenince şaşırmıştım. Bizim ülkemizde aslında hamam bu demek değildi ve açıkçası çok rahatsız olmuştum. Sonradan bizim kültürümüzde hamamın kadın ve erkeklerin ayrı ayrı yıkanmak için kullandıkları mahrem bir yer olduğu anlatılarak Japon devletinden bu ismin kaldırılması bir öğrenci kardeşimizin yaptığı resmi başvuru İle rica edildi ve Japon devletinin bu başvuruyu haklı bularak masaj yapılan yerlerin isimlerini “Soap Land” olarak değiştirdiğine bizzat şahit oldum. Bunda ne var hamamların ismi Turko kalsa ne olurdu diyebilmeniz için o kültürün içinde yaşayıp asıl algıyı orada görmeniz gerekiyor.
Google’da arama motoruna “Turkey” girdiğinizde çıkan görsellerin %90’ı “Hindi” resimleri oluyor. Yemek tariflerinde de Turkey yani büyük harfle yazılmış haliyle Türkiye algısı oluşturan şekli yazıyor. İsterseniz “smoked turkey” girin ve kendiniz görün. Google hazretleri ilk harfin küçük veya büyük olduğuna bakmadan direk size hindi resmi gösteriyor. Güzel Ülkemizin adının diğer dillerde tarih boyunca Türklerin ülkesi anlamına gelen karşılığının İngiliz dilinde de aynı anlama gelecek olan “Türkiye” ile değiştirilmesi belki ü harfinden ve okunuş zorluğundan dolayı siyaseten mümkün olmayabilir, ama hiç olmazsa tüm dünyada kullanılan kendi ürettiğimiz sloganlarda bunu yapalım. Okuyan kişi zaten bunun ülkemizin ismi olduğunu algılayacaktır ve zaman içinde “Türkiye” adı Türklerin ülkesi olarak kabul görüp asıl anlamı zenginlik kazanacaktır.
05/10/2017 at 1:28 pm
Güzel bir konuyu dile getirmişsiniz asil ve güzel insan, sevgili Selahattin bey. Umarım ve dilerim her birimiz, devlet yöneticilerimiz bu çağrınıza uyar, gereğini yaparız. Yaşasın Türkiye, gelişsin ve büyüsün inşallah. Hoşça bakınız zatınıza.