Selahattin Esim

Selahattin Esim

Hizmet İhracatı Hedefi 125 Milyar dolar

| 0 comments

Kasım ayının başında TİM tarafından düzenlenen İhracat Haftasında değerli gazeteci Hakan Çelik’in yönettiği Hizmet İhracat Panelinde konuşmacı olarak bulundum.

Türkiye’nin hizmet ihracat potansiyeli gelişmiş ülkelerle eşdeğer konuma erişmiş bulunuyor. Neredeyse Gayri Safi Milli Hasılamızın %70 i hizmet sektörü tarafından üretiliyor. Gelişmiş ülkelerin oranlarına yaklaşan bu veri ülkemizin hizmet sektörünün potansiyelinin artık kabına sığmadığının bir işareti. Ortaya koyulan 2023 yılına yönelik 125 milyar dolar hedefi aslında biraz büyük gibi gelse de Türkiye’ye yakışan kendisine büyük hedefler koyması ve bunu gerçekleştirmek için varını yoğunu ortaya koymaktır.

İlk 500 Hizmet İhracatçısı firmanın 2016 ihracat rakamı 18,6 milyar dolar olurken, toplam hizmet ihracat rakamının bunun iki katı yani 38 milyar dolar civarında bir rakamdan oluştuğunu tahmin ediyoruz.

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçılar birliği olarak yaklaşık dört yıla varan bir süredir Hizmet İhracatı potansiyelini arttırmak, farkındalık oluşturmak ve sektörün örgütlenmesi için Ekonomi Bakanlığımızın değerli bürokratları ile stratejik bir çalışmanın içinde bulunduk. Özellikle Yazılım ve Bilişim İhracat Komisyonu Başkanı olarak sektörün ihracat potansiyelini arttırmak için önce URGE projesi ve sonrasında Ticari Heyetler düzenleyerek ülkemiz için son derece önemli bir faaliyet yürüttük.

Panelde bahsettiğim bazı konuları sizlerle paylaşmak istedim.

Öncelikle bilgi ekonomisi de dahil olmak üzere ne yazık ki kaçırdığımız bazı trendler var. Ülkemizde bilginin gerçek değerini bulmaması özellikle yazılım sektörünün önündeki en büyük handikap. Bilgi ekonomisi ile ilgili geçen aylarda yazdığım yazımı okumanızı öneririm.

En azından gelecekte büyük rol oynayacak olan Yapay Zeka teknolojileri trendini kaçırmamak için kolları şimdiden sıvamak zorundayız.

İstanbul’un gelecek 25 yılda bu coğrafyanın ticaret,finans ve inovasyon merkezi olacağını iddialı bir şekilde söylüyorum. Bu potansiyelin farkında olup bizimle çalışanlar kazanan taraf olacaktır. İstanbul’dan 3 ve 5 saatlik uçuş aralığıyla 1,5 mlyar nüfusa ulaşılabiliyor olması inanılmaz bir ticaret potansiyeli oluşturuyor.

 

Bu potansiyeli doğrulayan dayandığımız önemli veriler şöyle:

  • Hem doğu – batı hem kuzey – güney doğrultusunda doğal köprü > ana piyasalara verimli ve maliyet-etkin çıkış kapısı
  • Nitelikli ve genç 50%’si 28 yaşın altında nüfus (inovasyon gücü)
  • Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 1.5 Milyar müşteriye kolay erişim
  • Yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli yeni hava alanı
  • Karayolu – demiryolu bağlantılı en uzun köprü ile İpek Yolu ulaşım projesi
  • Avrupa’da Doğu ve Batı’yı birbirine bağlayan önemli bir enerji terminali
  • Toplamda 25 Trilyon Dolar GSMH üreten çok sayıda piyasaya kolay erişim
  • Üçüncü ülkelerde ortak iş fırsatları

Yazılım Sektörü ne yazık ki yurt içinde ucu açık ve bitmeyen projelerle uğraşmaktan yurt dışındaki fırsatları yeterince değerlendirmiyor. Geçenlerde beni Şikago’dan arayan bir genç arkadaşımız ülkemizde 3 yıl yatırımcı arayıp projesine finansman sağlayamadığı için gemileri yakıp ABD’ye geldiğini ve tamda bizim her zaman vurguladığımız gibi cesaretle bu büyük pazarda teknoloji firmalarının kapısını çaldığında ürününe büyük ilgi gösterildiği zaman bir hayli şaşırdığını anlattı. Bu genç arkadaşlarımızın kurdukları şirket 3 kişiden oluşuyor ama şu anda Google tarafından dünyadaki 6. partner seçilme başarısını göstermiş durumdalar. Bu küçük şirketin başarısının ihracat yolunda bir türlü riske girmekten çekinen büyük şirketlerimize örnek olmasını temenni ediyorum.

TET bünyesinde geliştirmiş olduğumuz Smart Cluster modeli ile dayanışmalı rekabet yani Coopetition kavramını yerleştirmeye ve firmalar arasında işbirliğini geliştirmeye büyük özen gösteriyoruz. Odaklandığımız ihracat konusu Akıllı Şehirler teması ve 3. Nesil Yapay Zeka Teknolojileri. Bu modeli oluşturabilmek için maden arar gibi şirketleri bulmaya çalışıyoruz.

Ekonomi Bakanlığımızın vermiş olduğu ihracat teşviklerinin iyi takip edilmesini ve ihracat çalışmalarında kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Devletimizi hiç olmadığı kadar Bilişim sektörünün yanında yer almaya özen gösteriyor.

Yazılımcıların haziran ayında çıkan kanunla Sanayici olarak tanınması, 2018 yılında verilecek teşviklerde imalat sanayii ve bilişim sektörünün stratejik sektörler olarak seçilmesi bunu kanıtlayan bir atılımdır.

Yurtdışına açılmak isteyen şirketlerin ve genç kardeşlerimizin aşağıdaki başlıklara özen göstermelerini tavsiye ediyorum:

  • Etik değerlere sahip olmak
  • Yüksek kaliteli bir ürüne sahip olmak
  • Yurt dışında hizmet verecek bir yapıyı kurmak
  • Ürünü yerel isteklere cevap verecek şekilde hızlı güncelleme yapılabilecek teknolojiler üzerine kurmak
  • Gidilecek pazarlar için Goto Market stratejisine sahip olmak

TET olarak bugüne kadar  düzenlediğimiz dört heyette şirketlerimize vizyon kazandırmaya, ihracat cesaretlerini arttırmaya, girilmesi zor gibi gözüken ABD gibi uluslararası piyasada bize itibar kazandıracak pazarlara yönlendirmeye özen gösterdik.

Yazılım sektörü kendi potansiyelinin farkında olursa uluslararası piyasada yer almamızın daha hızlı bir biçimde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Amacımız gençlerimizi yurt dışındaki kuluçka merkezlerine pazarlamak olmamalı, tam aksine bu güzel ülkede üretip kendilerini değilde ürünlerini pazarlamalarını onlara öğretmek zorundayız.

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.