Selahattin Esim

Selahattin Esim

Taçsız Kral Metin Oktay ve Şöhretli futbolcularımızın saygınlığı

| 1 Comment

Dün bir Galatasaray-Fenerbahçe derbisi daha yaşadık, çok güzel bir maç  oldu. Maç sırasındaki bazı karelerde ve maç sonrasındaki röportajlarda gözüme futbolcularımızın saygınlığı konusunda bazı şeyler takıldı. Bizim futbolcularımız maalesef ülkemizde hiçbir ilim ve bilim adamının kazanamadığı paraları ve şöhreti bence hak etmiyorlar. Öncelikle  bir türlü kişilik sorunlarını çözemiyorlar. Kendi mesleklerine ve meslekdaşlarına saygıları yok denecek kadar az.

Önce Emre’den başlayalım. Bu kardeşimiz maalesef kendisini yetiştirip dünya piyasasına sunan eski takımı Galatasaray’a karşı inanılmaz bir hırs ve nefret duygusu ile aşırı agresif oynayarak artık kabak tadı veren tavırları ile kendi takımının taraftarlarını bile öyle inanıyorum ki bıktırmaya başladı. Yurt dışında Inter, Newcastle United gibi takımlarda oynamasına rağmen oradaki futbolcuların profesyonelliğinden de hiç birşey öğrenmemişe benziyor. Öncelikle bir temaşa sporu olan futboldan zevk alıp sizi seyreden insanlara da zevk vermeniz lazım. Keskin sirke küpüne zarar verir atasözümüz bunu çok güzel anlatıyor. Profesyonelliği aşan hırs ve meslekdaşı ile konuşurken nefret kusan gözler beni olduğu gibi birçok insanı rahatsız ediyor.  Aslında iyi bir insan olduğuna inandığım Emre bunlardan dolayı tarihin sayfalarına çabuk gömülüp unutulacak bir profil çizmeyi bırakmalıdır.

İkinci dikkatimi çeken olay ise Gökhan Gönül’ün verdiği maç sonrası röportaj. Maç sonrasında rakibi tebrik etmek nezaketinden yoksun konuşmasında taraftarından özür dileyip demagoji yapan sıradan bir profil çizdi. Konuşmasında Galatasaray adını özenle hiç kullanmadı ve bunu sanki bilerek yapıyor gibi bir görüntüsü vardı. Bir zamanlar yine Selçuk’un bir maç sonrası ligimizde bir takım diyerek UEFA ve Süper Kupa Şampiyonu Galatasaray’ı ima etmesi belkide içinde duyduğu ezikliğin dışa yansımasıydı. Aslında buna hiç gerek yoktu fakat o kendince taraftara şirin görünecek bir konuşma yaparak çok düşük bir profil sergilediğinin farkında bile değildi.

Galatasaray’da yaşadığı olaylardan sonra yurtdışına transfer olan Arda’da kaldıramadığı ve yönetemediği şöhretin sorumluluklarını yerine getiremediği için Atletico Madrid’e transfer oldu. Bu takımdan sonra daha iyi bir takıma transfer olmasıda mümkün değil gibi gözüküyor. Sevgilisi için sinema kapatması futbolundan daha fazla konuşuldu ve buna bir bakıma kendisi zemin hazırladı. Kendi taraftarından küfür yiyen ender kaptanlardan birisi olarak tarihe geçti halbuki daha büyük başarılara imza atması için ayağının altına kırmızı halılar serilmişti ama o hayatının en verimli iki yılının yarısını sakatlıklarla geçirdi ve  sakatlığı ile uğraşacağına  magazin haberlerinin manşetlerinden düşmeme başarısını gösterdi.

Ülkemizin dünya çapında futbolcu yetiştirememe sebeplerinden biriside bu kardeşlerimizin en büyük sorunu olan onları yönetebilecek bir yaşam koçlarının olmayışından kaynaklanıyor.  Genç yaşta transfer oldukları büyük takımlardan aldıkları paralarla hemen lüks arabalar alıp kendilerine statü kazandırmaya çalışmadan önce saygınlık ve profesyonellik üzerinde çalışmaları gerekir. Menajerleri bu eksiklerini kapatmaları için herhangi bir başarı gösteremiyorlar. Ben devletin yerinde olsam yurt dışına transfer olan futbolculara bir yaşam koçu verir ve onlara destek olurdum.  Eninde sonunda yurt dışına futbolcu göndermek bir  hizmet ihracatı olup arkadan gelecek birçok gencin önünü açacağı gibi binlerce insanın bu kapıdan ekmek yemesine vesile olacaktır.

Rahmetli Metin Oktay hiç bir zaman Gökhan Gönül’ün bindiği Lamborgini arabaya binemedi, Emre’nin veya Arda’nın kazandığı paraları kazanamadı ama halen tribünler onu saygıyla anıyor, kişiliği ve karakteri ile ortaya koyduğu profille kendisini hiç görmemiş gençlerin bile halen gönlünde taht kurabiliyor. Kendisine küfür eden  rakip takımın taraftar tribününe gidip elini kalbine götürüp eğilerek o meşhur selamını yapacak tevazuya sahip bugün kaç futbolcu var?? Genç futbolcu arkadaşların  bu konuları biraz daha önemsemeleri ve nerede hata yaptıklarını düşünmeleri gerekiyor.  Metin Oktay hiçbir zaman maçtan sonra taraftara gidip  amigo gibi bir baba hindi çektirmediği için gönüllerden silinmeyecek, o hep Taçsız Kral olarak anılacak.

 

One Comment

  1. Teşekkürler selahaddin Bey kardeŞim.
    Ülkemizde ne yazık ki topyekün bir ”TOPLAM KALİTE” sorunu var.Bu durumu uluslararası mukayeseleri yaptıkça daha iyi anlıyoruz.Müslüman olamak ve Türk olmak her şeye boŞ vermek ,umursamamak gibi algılanıyor.
    Üzerindeki ”ÖLÜ TOPRAĞINI” savurdukça,ülke daha iyi yönetilmekte ve daha önceleri umursamadığı veya bilmediği pek çok ”şey”in farkına varmaktadır.Zaten bu ”iyileşme” hızla devam etmedikçe bırakın 2023 yılını ,2053 veya 2071 de bile bir yerlere varılamaz.
    Yazınızda bahsettiğiniz futbolcular için ”YAŞAM KOÇLUĞU”nu güya menajerleri yerine getiriyorlar fakat belli ki çok yetersiz kalıyorlar.Aslında bu meslek mensuplarının da ticari olarakta öne çıkmaları gerekir.zamanla olacağını zannediyorum.
    Tekrar teşekkür ederim.
    saygılarımla

    M.Nuri Görenoğlu

Bir Cevap Yazın

Required fields are marked *.